Doğum, yaşlanma, kilo alıp verme ve hormonal değişiklikler vajinal dokularda gevşeme ve genişlemeye neden olabilir. Bu durum cinsel ilişkide haz kaybı ve partnerin hissedememesi gibi sorunlara yol açabilir.
Vajinal gevşeklik veya doğum sonrası vajen duvarlarında oluşan deformasyonlar nedeniyle ilişki sırasında ya da hareketle birlikte hava sıkışması olabilir. Bu hava aniden çıkarken gaz sesi gibi rahatsız edici bir ses duyulabilir.
CO2 lazer tedavisi genellikle ağrısızdır, işlem sırasında sadece hafif karıncalanma hissedilir. Anestezi gerekmez ve hasta işlem sonrası günlük yaşantısına hemen dönebilir.
Hyaluronik asit veya hastanın kendi yağ dokusu ile yapılan vajinal dolgu, dış dudakların dolgunlaştırılması ve yaşlanma belirtilerinin azaltılması için uygulanır. Aynı zamanda kuruluk ve cinsel hazzı artırma amacıyla da kullanılabilir.
PRP, kişinin kendi kanından elde edilen zengin plazmanın vajinal dokulara enjekte edilmesiyle uygulanır. Bu işlem cilt yenilenmesini destekler, elastikiyet kazandırır ve kuruluğu azaltabilir.
İç dudak estetiği sonrası genellikle 1 hafta içinde günlük yaşama dönülür, 4-6 haftada tam iyileşme sağlanır. Bu süreçte hijyen kurallarına uymak ve cinsel ilişkiden uzak durmak önerilir.
Evet, CO₂ lazer, kimyasal peeling ve özel kremlerle vajinal dış bölgede renk açma işlemi güvenli ve etkili şekilde yapılabilir. Lazerle yapılan işlemlerde sonuç uzun süre kalıcı olabilir ve estetik görünümü iyileştirir.
Hormonal değişiklikler, hamilelik, yaşlanma, genetik yatkınlık, epilasyon, dar iç çamaşırı kullanımı ve aşırı terleme gibi faktörler genital bölgede renk koyulaşmasına neden olabilir. Bu durum kadınlarda hem estetik hem de psikolojik rahatsızlığa yol açabilir.
Vajinal flora dengesinin bozulması, sık antibiyotik kullanımı, hormonal değişiklikler ve hijyen sorunları enfeksiyonların tekrarına yol açabilir. Özellikle menopoz sonrası vajinal doku zayıfladığında bu risk artar.
Egzozomlar, hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlayan küçük parçacıklardır. Genital bölgede uygulandığında kuruluk, sarkma ve estetik kaygılar üzerinde iyileştirici etki gösterir.
Evet, doğum kontrol hapları, stres, sigara kullanımı veya bazı ilaçlar genç yaşta da vajinal kuruluğa yol açabilir. Bu durum tedavi edilebilir ve yaşam kalitesini artıran yöntemler mevcuttur.
Tekrarlayan enfeksiyonlarda CO₂ lazer tedavisi, vajinal mukozayı yenileyerek flora dengesini düzeltir ve enfeksiyonlara karşı direnci artırır. Ayrıca PRP, egzozom ve mezoterapi gibi yöntemler vajinal dokuyu güçlendirip yenileyerek destekleyici tedavi olarak uygulanabilir.
Pelvik taban rehabilitasyonu, idrar ve dışkı kontrolünü sağlayan kasların güçlendirilmesi ve işlevinin yeniden kazandırılması için uygulanan özel bir fizyoterapi programıdır. Egzersiz, manuel terapi, elektrik stimülasyonu ve biofeedback gibi yöntemler içerir.
İdrar kaçırma, dışkı kaçırma, vajinal sarkma, ağrılı cinsel ilişki ve kronik pelvik ağrı gibi şikayetlerde uygulanabilir. Doğum sonrası kas zayıflığı yaşayan kadınlar için de önerilir.
Hastaya özel planlanan programlarda pelvik kaslara yönelik egzersizler, nefes teknikleri, gevşeme çalışmaları ve elektriksel uyarı gibi yöntemler kullanılır. Amaç, kasların bilinçli şekilde kontrol edilmesini sağlamaktır.
Bu kaslar mesane, rahim ve rektum gibi organları destekler; idrar tutma ve cinsel fonksiyonlarda rol oynar. Zayıfladığında idrar kaçırma, sarkma ve cinsel problemler ortaya çıkabilir.
Hayır, genellikle ağrısızdır ve çoğu egzersiz rahatlıkla evde de yapılabilir. Tedavi süreci kişiye özel planlandığı için konfor düzeyi yüksek tutulur.
Evet, doğum sonrası oluşan vajinal yırtıklar cerrahi olarak estetik şekilde onarılabilir. İşlem yırtığın büyüklüğüne göre lokal veya genel anestezi ile yapılır ve iyileşme süresi genellikle 6 haftadır.
Femilift lazer uygulamasıyla vajina ve mesane boynuna enerji verilerek dokuların güçlenmesi sağlanır. İşlem ağrısızdır, anestezi gerekmez ve hasta aynı gün normal yaşamına dönebilir.
Yaş, doğum, kilo kaybı veya menopoz sonrası dış genital bölgede hacim kaybı yaşayan kadınlar için uygundur. Hyaluronik asit veya yağ enjeksiyonu ile dış dudaklara dolgunluk ve genç görünüm kazandırılır.
PRP, kişinin kendi kanından elde edilen zengin plazmanın vajinal bölgeye enjekte edilmesiyle dokuları yeniler, kuruluğu azaltır ve cinsel hazzı artırabilir. Cerrahi içermez ve alerji riski yoktur.
İyileşme tamamlandıktan sonra estetik kaygıların azalması sayesinde özgüven artar, cinsel ilişki sırasında yaşanan rahatsızlıklar azalır. Bu da cinsel yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler.
Pelvik taban rehabilitasyonu, idrarı tutmamızı sağlayan kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler, biofeedback, manuel terapi ve elektrik stimülasyonu gibi yöntemleri içerir. Özellikle öksürükle veya ani sıkışmayla oluşan idrar kaçırmalarda cerrahisiz ve etkili bir çözüm sunar
Hayır, idrar kaçırma yaşa bağlı olarak sık görülse de normal kabul edilmez. Tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur, bu yüzden mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Pelvik taban kaslarının zayıflaması, doğum, menopoz, fazla kilo, öksürme ve hapşırma gibi karın içi basıncı artıran durumlar başlıca nedenlerdir. Bazı durumlarda idrar torbası ya da mesane boynundaki sarkmalar da etkili olabilir.
Hafif ve orta düzeydeki vakalarda pelvik taban egzersizleri ve lazer tedavileri gibi cerrahi dışı yöntemler uygulanır. Daha ileri olgularda TOT/TVT ameliyatları gibi kalıcı cerrahi çözümler tercih edilebilir.
Femilift lazer, vajina ve mesane boynu çevresine uygulandığında dokularda kolajen üretimini artırarak doku desteğini güçlendirir. Bu sayede hem öksürükle hem de sıkışma tipi idrar kaçırmada belirgin iyileşme sağlanabilir.
Üç temel tipi vardır: öksürme, hapşırma gibi eforla olan stres tipi; aniden sıkışma hissiyle olan urge tipi; her ikisinin birlikte görüldüğü miks tip. Hangi tip olduğuna göre tedavi planı değişir.
Kesinlikle hayır. İdrar kaçırma birçok kadında görülür ve tedavisi mümkün olan bir sağlık sorunudur.
Pelvik taban egzersizleri, lazer tedavileri ve periüretral dolgu enjeksiyonları cerrahiye gerek kalmadan etkili çözümler sunabilir. Tedavi seçimi şikayetin şiddetine ve tipine göre belirlenir
Evet, kronik kabızlıkta pelvik taban kaslarının koordinasyon bozukluğu önemli bir etkendir ve bu kasların yeniden eğitilmesi kabızlık şikayetlerini belirgin şekilde azaltabilir. Pelvik taban rehabilitasyonu kapsamında uygulanan gevşeme egzersizleri, biofeedback ve manuel terapi ile dışkılama işlevi daha sağlıklı hale getirilir.